27 Ekim 2010 Çarşamba

Niang

Niang'ın Türk hakemleri hakkındaki açıklamaları çok şeyi açıklıyor bence. Fransa Ligi gibi Avrupa'nın en düşük gol ortalamasına sahip liginden geldi Niang. Bu futbolcu, hakemler sertliğe çok izin veriyor diyorsa 2 defa düşünmemiz lazım. Ayrıca kart uygulamalarında da düzensizlik olduğunu düşünüyorum. Oyunu serleştiren, yavaşlatan oynatmamaya çalışan takımlar yeteri kadar kart görmüyorlar. Oynayan takımları cesaretlendirecek bir standart yakalamalı hakemler. Seminerlerde konuşuluyor mu acaba bu konular?

24 Ekim 2010 Pazar

FB-GS Maç Öncesi


Tüm Türkiye'nin Fenerbahçe'nin kesin kazanacağı gözüyle baktığı maç. Galatasaray'ın gerçekten hiç bir artısı yok. Teknik direktör değişikliğinin yaratacağı olumlu hava ne kadar etkilerse o kadar oynayacaklar. Arda, Baros, Kewell, Aydın gibi Galatasaray'ı ileriye taşıyacak oyuncular yok. Bunu yapabilecek tek oyuncu Pino, O'nun da becerileri kısıtlı. Misimovic belki bir patlama yapabilir ama onun da pas atabileceği tek oyuncu Pino. Galatasaray'ın kadrosu düz orta saha oyuncularından oluşuyor ama bu isimlerde topun Galatasaray'da kalmasını sağlayacak gibi görünmüyor. Zaten Galatasaray 11'inde bu sene ligde gol atan oyuncular Servet, Ayhan ve Mustafa Sarp. Bunların da toplam gol sayıları 3. Bu istatistik Galatasaray'ın ne kadar kısır bir takımla çıkacağını gösteriyor.
Fenerbahçe'de işler sakatlıkların düzelmesi, takımın kondüsyonunun artması ve transferlerin adaptasyonuyla birlikte düzeldi. Galatasaray'ın tam tersine Fenerbahçe'de golle buluşamayan sadece 3 oyuncu var. Yobo, Caner veDia. Dia'nın hücuma katkısıs zaten tartışılmaz, Caner'in Niang'a attırdığı 2 gol var bu sene. hücumda çok etkili bir Fenerbahçe var. Ayrıca kulübede Santos, Semih ve Kazım gibi gole gidebilecek oyuncular var. Durum böyleyken Fenerbahçe rahat kazanır.
Yakın zamandaki Almanya-Türkiye maçına yakın bir maç bekliyorum. Çünkü Galatasaray'ın kadrosunda kaleye gidecek oyuncu yok.

23 Ekim 2010 Cumartesi

Hamburg:0-Bayern Münih:0


Hamburg bundan daha kötü durumda bir Bayern yakalayamazdı. Maça da bunun bilincinde başladılar ama Ze Roberto ve Nistelrooy gibi 2 yaşlı oyuncusu dışında golü isteyen oyuncular yoktu. Bu ikiliye destek olması gereken Trochowski, Pitroipa, Guerrero etkisizlerdi. İlk 20 dakikadan sonra Bayern tehlikeli gelmeye başlayınca Hamburg da geriye doğru çekildi. 2. yarıda yine aynı şekilde başladı. Bayern Münih'in 2. yarıda yorulacağını düşündüm ama tam tersi gerçekleşti. Aksine Hamburg yoruldu, topun kontrolünü de Bayern'e verdi. Fakat Hamburg da maçın en önemli pozisyonlarını bu zaman dilimi içerisinde yakaladı. 2 pozisyonda da pası veren adam, sakatlığından dolayı son 30 dakika oynayan Petric oldu. İlkinde Trochowski, diğerinde Pitroipa çok net fırsatlar kaçırdı. Özellikle Pitroipa'nın kaçırdığı affedilir cinsten değildi.
Bayern Münih Salı günü maça çıkmıştı. Ribery, Robben, Van Bommel, Van Buyten, Contento gibi oyuncular sakatşığından dolayı kadroda yoktu. Oliç maskeyle yedek kulübesindeydi. Ama Schweinsteiger yine "0" hatayla oynadı. Pas hatası yaptığını hatırlamıyorum. Hamit'le Müller de ona eşlik etti. Fakat Mario Gomez çok kötü bir santrafor performansı sergiledi. Van Gaal de son 7 dakika maçı kazanmak uğruna Oliç'i Gomez'le değiştirdi ama çok geçti. Dün Gomez'in yerine Oliç oynasaydı, Bayern büyük ihtimalle bu maçı galip bitirirdi.

22 Ekim 2010 Cuma

Bjk:1-Porto:3


Beşiktaş Mustafa Denizli'nin 4-3-3 sistemiyle oynadı ama oyunu geride kabul etmedi. Gol atmak için elinden geleni yaptı. Ortaya çıkan skorun nedeni forvetler arasındaki kalite farkıydı. Hakan Arıkan işi artık kabak tadı vermeye başladı. Bir takımın Cenk Gönen gibi şu ana kadar sıfır hatayla oynamış bir kalecisi varken tercih etmemesi garip. Hadi Cenk'i genç diye oynatmıyorsun o zaman tecrübeli Rüştü'yü oynat. Beşiktaş'ın daha üstün oynadığı maçta yaptığı hata mağlubiyetin en büyük nedeniydi. Nihat'ın kaçırdığı 2 gol de kalitesine yakışmadı.10 kişi kaldıktan sonra devrenin bitmesi Beşiktaş'ın şanssızlığıydı. 2. devreye de baskılı başladılar ama az sürdü o baskı. Zaten sonra da Zapatocny'nin çok büyük hatasıyla 2'yi yediler. Aslında Zapatocny bir hata da ilk yarıda yaptı ama hakem insaflı davranıp faul verdi. Zapatocny sezon başına göre çok geride. Bunda da sanki sezon başındaki belirsiz durumunun bitip takımda yerini garantilemesi büyük rol oynuyor. Beşiktaş'ta bu kadar sakat olmasaydı bu maç böyle bitmezdi diye düşünüyorum.
Porto klasik 4-3-3 üyle başladı. İleride Rodriguez-Falcao-Hulk üçlüsü gerçekten korkutucu. Hulk'u gelecek sene takımda tutmalarını zor görüyorum. Stoper Maicon atılınca Falca0'yu çıkarıp yerine Arjantin milli takımında da görev yapan Otamendi'yi aldılar. Rodriguez'i orta sahanın soluna alıp orta sahayı da 4 lediler. Rodriguez'in sol kanatta savunmaya hiç yardım etmemesi Beşiktaş'ın o kanattan Hilbert'le çok orta şansı bulmasına yol açtı, bir dolu da korner kullandılar ordan. Sonra Rodriguez çıkıp da Varela oraya girince Beşiktaş o şansını da kaybetti. Porto beklediğinden çok eksik bir Beşiktaş bulmuştu bunu da değerlendirip 3 puanı aldılar.

21 Ekim 2010 Perşembe

Bjk-Porto Maç Öncesi


Beşiktaş gerçekten çok eksik bir kadroyla mücadele edecek bugün. Guti, Q7, Aurellio, Ferrari gibi 4 tane önemli oyuncusu sakat. Ferrari ve Aurellio'nun yerleri Zapo ve Neciple doldurulabilir ama Guti ve Q7 yeri doldurulamayacak isimler. Zaten bu iki futbolcu olmayınca Bjk geçen seneki takıma dönüyor. Bir de Schuster o kadroya hücum oynatmaya çalışınca çok açık veriyor çünkü önde topu tutacak ve işi bitirecek en önemli 2 oyuncusu yok. Bu noktada geçen sene çok eleştirilen Mustafa Denizli'nin geçen seneki futbol için mazereti ortaya çıkıyor.
Porto yönetimi, takımı 33 yaşındaki Mourinho'nun eski yardımcısı Boas'a teslim ederek ne kadar doğru iş yaptığını gösterdi. Tek beraberlikleri var bu sene (deplasmanda Guimares' le 1-1). Geri kalan tüm maçları kazandılar . Sene başında Bruno Alves ve Meireles gibi takımın omurgasını oluşturan oyuncuları kaybettiler. Belki ŞL' de oynasalar ararlardı bu adamları.
Schuster maç öncesi beraberlik iyi sonuç dedi. Ben çok iyi sonuç diyorum çünkü BJK'nin defansının İBB, FB, Manisa, Trabzon, Karabük maçlarındaki halini gördüm. Umarım Schuster takımı kontrollü oynatır. Eğer hücumu çok düşünürse bu gece Hulk diye bi Canavar Beşiktaşlıların rüyasına girer.
Edit: 11'ler belli olmuş. Nihat, Nobre, Bobo, Tabata aynı anda 11'de. Beşiktaş gerçekten çok zor durumlarda kalabilir.

Rijkaard-Hagi


Galatasaray yönetimi O'nunla anlaştığında çok kıskanmıştım. Fenerbahçe'yle de adı geçmişti ama biz Türkiye'yi tanıyan Daum'u getirdik. İlk maçlarında yere göğe sığdırılamadı. Oynadığı rakiplerin kolay olması da işini kolaylaştırmıştı. 4-2-3-1 e göre kadrosunu oturtmuştu. Sonra Kadıköy deplasmanında defansif zaaflar yaşadığı için orta sahasında 3 defansif orta saha oynatmaya başladı. İşte bu sonun başlangıcı oldu. O günden sonra Galatasaray bi daha o futbolun yanından geçemedi. Baros'un sakatlığı da bi bu kadar etkiliydi geçen sezonki kötü performansta.
Bu seneye gelecek olursak Rijkaard'ı eleştiremiyorum çünkü kadroyu kendinin kurmadığını düşünüyorum. Geçen sezon kullandığı kadrodan Keita,Nonda,Emre Güngör, Uğur Uçar, Mehmet Topal gitti. Dos Santos'un kalmasını çok istedi, yönetim kabul etmedi. Bu oyuncuların dışında Arda sakat, Kewell ve Baros bir var bir yok, Elano hiç yok. Yeni gelenlerden Pino'nun skora katkısını göremedik. Mehmet Batdal sakat. Ali Turan ve Serdar Özkan'ı yorumlamak istemiyorum. Misimoviç'in de kimliğini görmek istiyorum. Teknik direktör havuzunda da zaten çok isim yok Galatasaray'ın. Bu da aslında üstünde düşünülmesi gereken bir konu. Hagi gibi hiç bir başarısı olmayan bir adama takımı teslim ettiler. Bence Hagi emanetçilik yapar sezon sonuna kadar. Galatasaray'da olağanüstü bir kongre görebiliriz bu sezon.