12 Kasım 2010 Cuma

TSL 12. Hafta #2

Galatasaray artık kredisinin "0" olduğu maçlara çıkmaya başladı. Hagi de bu durumu "Oyun önemli değil, 3 puan önemli." diyerek açıklamış. Manisapor geçen hafta son dakikada kaybetti. O'nların da en azından 1 puana ihtiyaçları var. Manisaspor savunması pek sağlam değil. Beşiktaş maçındaki planlarından farklı bir plan hazırlamak zorunda Karaman. Galatasaray defansı arkaya adam kaçırmayacaktır. Kısır bir maç bekliyorum. Galatasaray ne yapıp edip bu maçı alır diye düşünüyorum.1-0'lık bir skor çok olası.
Beşiktaş için de zor haftalar başladı. Gerçekten çok kötü oynuyorlar. Gençlerbirliği'nde kulüp tarihinin en pahalı transferi Zec sakatlandı. 2 haftadır çok güzel goller atmıştı. Gençlerbirliği kolay teslim olmayacaktır Beşiktaş'a. Maçın kaderini Guti ve Ernst ikilisi çizer diyorum. Eğer 2'si birden formda olursa Beşiktaş zor da olsa kazanır. 1 tanesi bile kötü oynarsa, kazanması çok zor.
Kasımpaşa, kupa maçında rotasyona giderek oyuncularını bu maça sakladı. Sivasspor'un 4-0 lık İBB yenilgisinin şokunu atlatması kolay olmaz. 2 takımı da Beşiktaş karşısında seyrettim. Bana kalırsa Kasımpaşa galibiyete yakın. Bu hafta şeytanın bacağını kırıp ilk galibiyetlerini alırlar diye düşünüyorum.
Buca-Ankaragücü maçında Ankaragücü çok daha moralli çıkacak. Bucaspor'un sahasının kötü zemini büyük dezavantaj olur Ankaragücü'ne . Buca için maçın önemi büyük. Ankaragücü'nde sorunlar yavaş yavaş çözülmeye başladı. FB galibiyeti de büyük moral oldu. Ankaragücü galibiyete yakın taraf.

TSL 12. Hafta #1

Trabzonspor ilk yarıdaki zor maçlar serisinin sonuna geldi. Bursaspor'la da oynadıktan sonra nispeten kolay takımlarla karşılaşacaklar. Bursa deplasmanı zor tabii ki. Hala namağlupler ama 2 maçtır kazanamıyorlar. Ben bu maçta beraberliği ön planda görüyorum. Beraberlik 2 takımı da yaralamaz. Özellikle Bursaspor'un, sene başında süper kupadaki 3-0 lık yenilgiden dolayı çok temkinli oynayacağını düşünüyorum. Trabzonspor da beraberlik halinde zirveyi koruyacağı için çok riske girmez. Tahminim beraberlik.
Kayserispor bu akşam Konyaspor deplasmanına gidecek. Geçen hafta Gençlerbirliği'ne puan kaybedeceklerini tahmin etmiştim. Kayserispor'un kadrosunda skora katkı yapacak isimler az.Cangele ve Troisi yok. Şu an itibariyle ligin en iyi kondisyouna sahip ekibi onlar bence. Konyaspor maçı kazanmak için oynar diye düşünüyorum. Bu durum da Kayseri'nin işine gelir. Kayserispor geçen haftaki puan kaybını bu hafta telafi edebilir.
Fenerbahçe hafta içinde çok eksikle oynadığı maçta Ankaragücü'ne 2. yarıdaki kötü oyun nedeniyle yenildi. Emre sakat, Lugano cezalı. Niang büyük ihtimalle geri dönecek. Gaziantep'te Popov cezalı. Bilica'lı Fenerbahçe savunması için iyi bir haber bu. Gaziantep topa sahip olmayı seven bir takım. Tolunay Kafkas beraberliğe oynatır takımı. Fenerbahçe'nin sıkışacak oyunu açması için Alex ve Stoch'a ihtiyacı olacak diye düşünüyorum. Bu iki oyuncudan biri fark yaratırsa Fenerbahçe maçı kazanır. Yoksa berabere biter.
İBB ve Karabük'ün arasındaki maç da zevkli geçmeye aday bir mücadele. Ben Karabük'ün galibiyete daha yakın olduğunu düşünüyorum.
Eskişehir'de Bülent Uygun 8 maç ceza aldı. Bu maça pek konsantre biçimde çıkamayacak. Antalya kupada sürpriz bir şekilde yenildi. Eskişehir maça asılacaktır. Eskişehir savunması problemli. Antalya goller bulabilir.

9 Kasım 2010 Salı

Ankaragücü:4 Fenerbahçe:2

Çok farklı 2 devre seyrettik. Ankaragücü Galatasaray'dan sonra Fenerbahçe'yi de aynı skorla yendi. Fenerbahçe, maçın başında son haftalardaki çıkışın verdiği güvenle topa sahip olarak ve maçı kazanacağını hissetirerek oynadı. Yine de, geride oynayan Yobo-Bekir-Serkan üçlüsünün ve orta sahada oynayan Gökay-Christian-Caner üçlüsünün uyumsuzluğu hissediliyordu. Takımda skora katkı yapmaya en yakın 2 isim olan Stoch ve Semih işlerini yapıp takımı öne geçirdiler. Daha sonra Santos'un pasında Stoch net bir golü kaçırdı. Santos sol bekte oynayınca takım ordan çok açık verdi. O kanattan 3 tane gol yedi Fenerbahçe. Aragones'in ilk geldiği zamanlarda Deivid sakattı ve Kazım yine Gökhan'ın önünde oynuyordu. Hatırlarsanız o zamanlar Gökhan'ın form düşüklüğünden bahsediliyordu. Dünkü maçla artık Kazım'ın Gökhan'ın performansını net bir şekilde kötü yönde etkilediği ortaya çıktı. Gökhan 1 tane bile kanat bindirmesi yapamadı. Yobo geldiğinden beri ilk kez bu kadar kötü oynadı. Hiç konsantre değildi. 2 kez üst üste, aut vuruşundan gelen topu ceza sahası içerisinde kontrol etmesi de bunu kanıtlar nitelikteydi. Serkan Kırıntılı da güven vermedi. Geri pasların hepsinde panikledi. Gökay istekli ama verimsizdi. Ankaragücü'nde gerçekten kaliteli ayaklar var. Takımdaki iç sorunlar halledilirse, takım üst sıralara oynayabilir. Özellikle Sapara çok kaliteli bir oyuncu.

8 Kasım 2010 Pazartesi

Guizaaa...Guizaaa.....

Guiza geçen sezon çok eleştirildi. Şampiyonluğu kaçırmamızın en büyük nedeni olarak gösterildi. Ben bir türlü ona bu kadar kızamadım. Belki de sezonun 2. yarısında askerde olup hiç bir maçı 90 dakika seyredememiş olmamın da bunda etkisi büyüktür. İzlemiş olsaydım da bu kadar kızamazdım diye düşünüyorum. Guiza'nın geçen sezonki TSL istatistiklerini incelemek yararlı olacak.
Guiza geçen sezon 24 maç ilk 11 oynamış, 3 maçta sonradan oyuna girmiş. 11 tane gol atmış. Geçen sezon Fenerbahçe'nin en golcü oyuncusu ünvanını Alex'le paylaşmış. TSL gol kralı Makukula 0.72 lik ortalamayla 21 gol atmış Guiza'nın ortalaması 0.41. İstatistikleri Fenerbahçe gibi büyük bir takıma göre vasat denilebilir ama asla kötü denilemez. Zaten TSL'de gol ortalamasının ne kadar düşük olduğu herkesin bildiği bir gerçek. Guiza'nın attığı 11 golü inceleyecek olursak maç berabere giderken attığı gol sayısı 6. Yani Guiza 6 kez takımını maç içinde öne geçirmiş. Fenerbahçe bu maçların 4'ünü tek farklı,1'ini 2 farklı kazanmış, 1'ini de berabere bitirmiş. Takımı tek farkla gerideyken attığı gol sayısı 1. Guiza'nın takımı tek farklı öndeyken attığı gol sayısı ise 4. Yani 4 kez takımı skor bakımından rahatlatmış. Bu maçlardan 1 tanesi de Gs derbisinde. Dikkat ederseniz takımı 3 veya 4 farklı öne geçiren bir golü yok.Guiza'nın golleriyle Fenerbahçe tam 9 puan kazanmış. Bence bu küçümsenecek bir rakam değil. Takım için çok önemli goller atmış. Eğer Trabzonspor maçında Burak'ın ortası gol olmasa. Guiza'nın attığı golle şampiyon olacaktı Fenerbahçe. Tabii ki kaçırdıkları golleri atsa o puana çok önceden de ulaşabilirdi. Ama ben Guiza'nın geçen sezonki performansını rezil bulanlardan değilim ve bu istatistiklerin de benim yanımda olduğunu düşünüyorum.

EPL 11. Hafta


Liverpool-Chelsea maçını kazanmayı daha çok isteyen takım kazandı diyebiliriz. Liverpool, Chelsea'nin oyun kurmasına izin vermedi, aynı zamanda da kaptığı topları çok çabuk Torres'le buluşturarak İspanyol forvete kim olduğunu hatırlattı. Burada Roy Hodgson'ın taktik zekası da maçı Liverpool'a kazandıran bir etkendi. Chelsea ise City ve Aston Villa deplasmanından sonra puan kaybetmesi muhtemel 3. deplasmanından yenilgiyle ayrıldı. Hala 2 puan öndeler Manu'dan. Manu bu hafta yine son dakikada güldü. Manchester gerçekten çok zor kazanıyor ama çok zor da kaybediyor. Pek keyif verdikleri söylenemez ama tüm kulvarlarda namağlupler. City West Brom. deplasmanında kazanarak kendini ilk 4'ün içinde tuttu. Tottenham istikrarsız gidişine devam ediyor. Bunda Ş.L. oynamalarının etkisi büyük. Newcastle'ın kadrosu geçtiğimiz yıllara göre çok mütevazı ama topladıkları puan çok iyi. Arsenal karşısındaki son deplasman galibiyetinin üzerinden 9 yıl geçmiş. Arsenal, Chelsea'nin puan kaybettiği haftada büyük fırsat tepti. Asamoah Gyan, Tuncay'lı Stoke karşısında 2 gol atarak galibiyeti getirdi. Tuncay 90 dakika sahada kaldı.
Şu an için ilk 4'te sürpriz bir takım yok. Liverpool'un ilk 4'ü zorlaması için bu maçtaki oyununu sezonun tümüne yayması gerekiyor. Chelsea, Manu ve Arsenal'in ilk 4'teki yerini garanti görüyorum. 4. lük için ise Liverpool, Tottenham ve City üçlüsünden Avrupa kupalarına en az önemi gösteren takımın daha şanslı olacağını düşünüyorum.

5 Kasım 2010 Cuma

TSL 11. Hafta

Bu haftanın maçı kuşkusuz TS-GS maçı. Trabzon favori olarak çıkacak sahaya. Galatasaray'da Kewell ve Elano oynayabilecek durumda. Baros yine oynayamıyor. Trabzonspor'da da Glowacki ve Teofilo olmayacak. Trabzon 2 haftadır kötü oynayarak kazanıyor. Ben bu maçtan beraberlik bekliyorum.
Fenerbahçe'de Dia ve Niang yine oynamayacak. Bursa maçındaki 11'den farklı olarak Lugano oynayacak. Gökhan Gönül'ün durumu şüpheli ama oynayacağını düşünüyorum. Eskişehirspor'da menajerlik davasından dolayı Bülent Uygun ve Ümit Karan'a tedbir getirildi. Ben bu olayların da takımı etkileyeceğini ve Eskişehirspor'un Fenerbahçe'ye direnemeyip, gol atamadan yenileceğini düşünüyorum.
Yine haftanın önemli mücadelesinde Antalyaspor kendi sahasında Bursaspor'la oynayacak. Bursaspor'un Manchester maçı dönüşü bu maçı kazanması çok zor. Antalyaspor'un puan veya puanlarla ayrılması çok olası.
Kayserispor-Gençlerbirliği maçında da Kayserispor'un zorlanacağını düşünüyorum. Gençlerbirliği savunmaya yönelik bir oyun oynarsa Kayseri'den gol yemez.
Beşiktaş Porto'dan kazandığı 1 puanla moral de kazandı. Kendi sahalarında Kasımpaşa'yı çok rahat yenerler.

3 Kasım 2010 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi 2 Kasım 2010 "Kısa Kısa"


Tottenham, İnter'i 3-1 yenerken maçın yıldızı 2 asist yapan dk. 90'da 50 m. dripling yapan Gareth Bale'di. Eto'nun golü de seyredilmeli. Werder mutlak galip gelmesi gereken maçta Twente'ye yenilerek fırsat tepti. Werder grup sonuncusu olmaya çok yakın. Bu gruptan Tottenham'la İnter çıkar, ,Twente de Avrupa Lig'inde yoluna devam eder.
Barcelona galip gelmesi beklenen maçta Kopenhag'ın dirençli oyunuyla karşılaştı. Yedikleri golde Valdes'in hatası var. Kopenhag'ı gerçekten kutlamak lazım oynadıkları istekli ve dirençli futboldan ötürü. Kazan ve Panathinaikos gibi 2 takımın arasından sıyrılıp 2. tura çok yaklaştılar. Kazan Panathinaikos maçında Gökdeniz'in yaptığı bir orta var mutlaka görülmesi gerekir diye düşünüyorum. Grubun genel görüntüsü ortaya çıktı. Barça 1, Kopenhag 2, Kazan 3 olur.
Benfica Lyon'u beklenmedik şekilde ilk yarıda sürklase etti. Lyon bu yıl hevesli oynamıyor. Eskiden her maça asılırlardı. 75'ten sonra kıpırdadılar, 3 gol geldi. Schalke Hapoel Tel Aviv'i yenemeyerek gruptan çıkma şansını zora soktu. Benfica, Schalke ile olan maçını kazanıp son haftaya 1 adım önde girmek isteyecektir. Schalke de fikstür şansıyla son hafta gruptan çıkmayı garantileyecek olan Lyon'la oynayacak. Lyon'un arkasından gidecek takım bence Schalke olacak.
Bursaspor beklentilerin çok üstünde oynadı. Geçen sene de Beşiktaş böyle oynamıştı Manchester karşısında. Manchester çok verimli oynadı dün. Gelen tüm fırsatları değerlendirdiler. Bursaspor ise bulduğu daha net fırsatları kaçırdı. Rangers ilk kez geriye düştü Ş.L.'de ve ilk kez de kaybettiler. Valencia kötü gidişine dur dedi bu maçla. Manchester ve Valencia 2. turda diyebiliriz bence.

2 Kasım 2010 Salı

Şampiyonlar Ligi 2 Kasım 2010 (Tahminler)#2

Hapoel Tel Aviv-Schalke
Schalke ligde istikrarlı bir şekilde puan kaybetmeye devam ediyor. Son 5 maçta galibiyetleri yok. Kupada 2. lig temsilcisi Fsv Frankfurt'u 1-0 yendiler. Artık Lig'e konsantre olamıyorlar. Şampiyonlar Ligi'nde kazanmaları gereken 2 maçı da kazandılar. Bu deplasman bu grubun en kolay deplasmanı. Schalke bu maçı kazanırsa gruptan çıkar diye düşünüyorum. Maçı almak için de her şeylerini ortaya koyacaklardır. Schalke bu deplasmanda en azından yenilmez.
(Schalke yenilmez)
Benfica-Lyon
Benfica'da golcü Cardozo sakat. Lyon'da da Lisandro Lopez ve Aly Cissokho oyanamayacak. Önemli eksikler bunlar. Benfica bu grupta sadece Hapoel' e gol atabildi. Lyon'un alacağı 1 puan 2. turu garantileyecek. Ben Lyon'un istediğini alacağını düşünüyorum. Alt seçeneğini kuvvetle muhtemel görüyorum.
(Alt ve Beraberlik)
Bursaspor-Manchester United
Geçen maçta Bursaspor'un oynadığı oyun yüzümüzü kızartacak cinstendi. Yedek kadroyla oynayan Manu'yu tek bir an bile zorlayamadılar. Bu maçta galibiyet Manu'yu 2. tura çıkaracağı için, Ferguson daha ciddi bir kadro çıkaracaktır. Rooney ve Ferdinand oynamayacak. Manu tabii ki galibiyete daha yakın taraf. Alt seçeneği de ön planda olmalı.
(Manu kazanır ve alt)
Valencia-Rangers
Rangers henüz rakip takımın ayaklarından gol yemedi. Yedikleri tek golü kendi kalelerine attılar. Valencia kötü bir dönem geçiriyor. Sezon başındaki o muhteşem girişten sonra duraklama dönemindiler. Rangers için bu deplasmandan puan çıkartmak onları 2. tura bir adım daha yaklaştırır. Rangers yine o 5'li savunmasından ödün vermez. Valencia her yolu deneyecektir galibiyet için ama formsuz Valencia'ya güvenmektense alt oynamak daha makul bir seçenek.
(Alt)

1 Kasım 2010 Pazartesi

Şampiyonlar Ligi 2 Kasım 2010 (Tahminler)#1

Bu bölüm biraz iddaacılar için olacak.
Kopenhag-Barcelona
Kopenhag'ın Kazan'a son dakikada duran toptan attığı gol onları yeterince motive etti ve Panathinaikos'a karşı deplasmanda aldıkları sürpriz galibiyet de onları grubun 2. favorisi haline getirdi. Bu motivasyon onları kendi sahalarında biraz daha dirençli olmaya itecektir. Barcelona kendi sahasında 2-0 yendiği rakibini deplasmanda da yenerek gruptan çıkmayı garantilemenin yollarını arayacak. Sevilla maçında çok iyiydi Barcelona. Villa 2 gol atıp kendine geldi. Messi her zamanki gibi iyi. Xavi sakatlığını tamamen atlattı. Bu maçta Barcelona'nın Kopenhag'ın direncini kırıp galibiyeti alacağını düşünüyorum. İyi oran isteyenler riske girip 2,5 gol altı deneyebilirler.(Barcelona kazanır ve alt)
Kazan-Panathinaikos
Geçen maç beklenildiği gibi golsüz berabere bitti. Kazan daha oturmuş bir takım Panathinaikos'a göre. Bu maça da favori olarak başlıycaklar. Yunan takımları deplasmanda başarılı performanslar sergileyemiyor. Kazan'a güvenmeyenler için 2,5 gol altı güvenilir seçenek.
(Kazan ve alt)
Tottenham-İnter
Tottenham Manu deplasmanında 2-0 kaybetti. İnter Genoa'yı 1-0 yendi son maçta ama hala güven vermiyorlar. Ben ingiltere deplasmanında zorlanacaklarını düşünüyorum. Bu grupta deplasmanda kazanmak gerçekten zor. Şu ana kadar deplasman gelibiyeti yok bu grupta ve bu maçta da çıkacağını düşünmüyorum.
(Tottenham kaybetmez)
Werder Bremen-Twente
Werder Bremen hafta sonunda büyük bir sürprize imza atarak Nürnberg'e 3-2 yenildi. Twente ise lider Psv deplasmanında 1-0 kazanarak liderliği Psv2den aldı. Twente moralli ve formda ama tecrübeleri Werder'e göre az. Almanya deplasmanında işleri zor. Ama Werder de o kadar güvenilir bir takım değil. 2,5 gol üstü oynamak bu maç için en iyisi.
(Üst)

Bank Asya 1. Lig "Kısa Kısa"

Denizlispor bu hafta Hamza Hamzaoğlu'nun da dediği gibi ilk kez bu kadar zorlandı. Adanaspor düzelmeye doğru gidiyor. Henüz 2 hafta üst üste kazanamadılar. Bunu başarırlarsa gerisi gelecektir.
Mersin İdmanyurdu kupa maçında çok yoruldu. Zaten bu oyuncular haftada 2 maç oynamaya alışkın değiller. Yorgunluk etkiledi ve G.Antep Belediye üst üste 5. galibiyetini aldı.
Karşıyaka'da kupa yorgunuydu. Tavşanlı istikrarlı bir şekilde katı defansif oyununu oynamaya devam ediyor. Son 4 haftada sadece 1 gol yediler ve her maçta gol attılar. Ayrıca bu hafta ilk kez bir maçta 2 gol attılar.
Akhisar Belediye de bu hafta ilk galibiyetini aldı. Giresunspor'a teknik direktör değişikliği bir etki yaratmadı. son 5 maçtır kaybediyorlar ve golle buluşamıyorlar.
Altay 2 maç aradan sonra 1 golle galibiyeti aldı. Rizespor bir durgunluk yaşıyor. Ama Rize'nin Ümit Kayıhan'la birlikte bu sene başarılı olacağını düşünüyorum. Gelecek Hafta MİY'i yenip kendilerine gelirler.
Kartalspor her zamanki gibi gol sıkıntısı çekiyor. Yardımcı antrenörleri Fenerbahçe'li eski futbolcu Kemalettin bu sıkıntıyı çözmeye çalıştıklarını söyledi 2 hafta önce, ama bir gelişme yok.
Boluspor bu ligin hücum oynamaya çalışan takımlarından. Bu hafta kendi sahalarında ligin teknik becerisi üstün olan takımlarından Orduspor'a 1-0 öne geçmelerine rağmen 2-1 yenildiler. 5 haftadır kazanamıyorlar. Yönetimin 2 hafta önce "1. ligi en iyi bilen teknik adam" olarak nitelendirdiği Levent Eriş bu hafta da galip gelemezse gönderilebilir. Orduspor gerçekten teknik becerileri bu ligin ortalamasının üstünde olan oyunculardan kurulu. Attıkları 2 golde yaptıkları son vuruşlar Süper Lig'de bile az görülen cinsten. Ayrıca hücumda çok soğukkanlılar.
Diyarbakır artık çözülmeye başladı. Küme düşeceklerini düşünüyorum. Samsunspor da son 4 haftada 3 galibiyet 1 beraberlik aldı. Ama Süper Lig için şanslarını o kadar yüksek görmüyorum.

TSL 10. Hafta

Fenerbahçe bu hafta 2005-2006 sezonundan sonra ilk defa bir deplasmanda kazanmayı bu kadar istedi. Oynanan oyun gayet iyiydi. Son dakikalarda verilen pozisyonları normal olarak karşılıyorum. Ligin namağlup takımını yenmek için son 10 dakika her risk alındı. Fenerbahçe'nin eksikliği son hareketlerde oldu. Verilmeyen paslar ve düzgün yapılamayan gol vuruşları galibiyetin kaçmasına neden oldu. Ertuğrul Sağlam'ın orta saha oyuncularını az kullandığı kadrosu Fenerbahçe'ye avantaj getirdi.
Kayserispor çok kötü bir takım olan Kasımpaşa'ya karşı yetecek kadar oynadı ve galibiyeti aldı. Kayseri'de Şota'nın maç konsantrasyonuna hayranım ve bunun takım üzerine çok olumlu yansıdığını düşünüyorum.
Beşiktaş golü erken bulmasına rağmen keyif vermedi. Sanırım Beşiktaş'ın ilk haftalardaki ritmini bulması 2. yarıya kaldı. Böylesine bireysel hatalar yapan bir takımın maç kazanması da zor oluyor. Sivas'ta Suarez'e dikkat çekmek istiyorum. Çok güzel bir son vuruş yaptı. 2. yarı oyuna girmesine rağmen konsantrasyonu üst düzeydeydi. Ben ilk 11 başlaması gerektiğini düşünüyorum ve denk gelirseniz de dikkatli izlemenizi öneriyorum.
Galatasaray'da bu puanları Rijkaard alsaydı hava bu kadar olumlu olmazdı sanırım. Galatasaray'ı gerçek anlamda değerlendirmek için ilk 11'in değişmez oyuncusu olacak Arda, Baros, Kewell gibi oyuncuların sakatlıktan çıkmasını, Misimoviç'in de Wolfsburg'daki formuna ulaşmasını beklemek gerekiyor.

27 Ekim 2010 Çarşamba

Niang

Niang'ın Türk hakemleri hakkındaki açıklamaları çok şeyi açıklıyor bence. Fransa Ligi gibi Avrupa'nın en düşük gol ortalamasına sahip liginden geldi Niang. Bu futbolcu, hakemler sertliğe çok izin veriyor diyorsa 2 defa düşünmemiz lazım. Ayrıca kart uygulamalarında da düzensizlik olduğunu düşünüyorum. Oyunu serleştiren, yavaşlatan oynatmamaya çalışan takımlar yeteri kadar kart görmüyorlar. Oynayan takımları cesaretlendirecek bir standart yakalamalı hakemler. Seminerlerde konuşuluyor mu acaba bu konular?

24 Ekim 2010 Pazar

FB-GS Maç Öncesi


Tüm Türkiye'nin Fenerbahçe'nin kesin kazanacağı gözüyle baktığı maç. Galatasaray'ın gerçekten hiç bir artısı yok. Teknik direktör değişikliğinin yaratacağı olumlu hava ne kadar etkilerse o kadar oynayacaklar. Arda, Baros, Kewell, Aydın gibi Galatasaray'ı ileriye taşıyacak oyuncular yok. Bunu yapabilecek tek oyuncu Pino, O'nun da becerileri kısıtlı. Misimovic belki bir patlama yapabilir ama onun da pas atabileceği tek oyuncu Pino. Galatasaray'ın kadrosu düz orta saha oyuncularından oluşuyor ama bu isimlerde topun Galatasaray'da kalmasını sağlayacak gibi görünmüyor. Zaten Galatasaray 11'inde bu sene ligde gol atan oyuncular Servet, Ayhan ve Mustafa Sarp. Bunların da toplam gol sayıları 3. Bu istatistik Galatasaray'ın ne kadar kısır bir takımla çıkacağını gösteriyor.
Fenerbahçe'de işler sakatlıkların düzelmesi, takımın kondüsyonunun artması ve transferlerin adaptasyonuyla birlikte düzeldi. Galatasaray'ın tam tersine Fenerbahçe'de golle buluşamayan sadece 3 oyuncu var. Yobo, Caner veDia. Dia'nın hücuma katkısıs zaten tartışılmaz, Caner'in Niang'a attırdığı 2 gol var bu sene. hücumda çok etkili bir Fenerbahçe var. Ayrıca kulübede Santos, Semih ve Kazım gibi gole gidebilecek oyuncular var. Durum böyleyken Fenerbahçe rahat kazanır.
Yakın zamandaki Almanya-Türkiye maçına yakın bir maç bekliyorum. Çünkü Galatasaray'ın kadrosunda kaleye gidecek oyuncu yok.

23 Ekim 2010 Cumartesi

Hamburg:0-Bayern Münih:0


Hamburg bundan daha kötü durumda bir Bayern yakalayamazdı. Maça da bunun bilincinde başladılar ama Ze Roberto ve Nistelrooy gibi 2 yaşlı oyuncusu dışında golü isteyen oyuncular yoktu. Bu ikiliye destek olması gereken Trochowski, Pitroipa, Guerrero etkisizlerdi. İlk 20 dakikadan sonra Bayern tehlikeli gelmeye başlayınca Hamburg da geriye doğru çekildi. 2. yarıda yine aynı şekilde başladı. Bayern Münih'in 2. yarıda yorulacağını düşündüm ama tam tersi gerçekleşti. Aksine Hamburg yoruldu, topun kontrolünü de Bayern'e verdi. Fakat Hamburg da maçın en önemli pozisyonlarını bu zaman dilimi içerisinde yakaladı. 2 pozisyonda da pası veren adam, sakatlığından dolayı son 30 dakika oynayan Petric oldu. İlkinde Trochowski, diğerinde Pitroipa çok net fırsatlar kaçırdı. Özellikle Pitroipa'nın kaçırdığı affedilir cinsten değildi.
Bayern Münih Salı günü maça çıkmıştı. Ribery, Robben, Van Bommel, Van Buyten, Contento gibi oyuncular sakatşığından dolayı kadroda yoktu. Oliç maskeyle yedek kulübesindeydi. Ama Schweinsteiger yine "0" hatayla oynadı. Pas hatası yaptığını hatırlamıyorum. Hamit'le Müller de ona eşlik etti. Fakat Mario Gomez çok kötü bir santrafor performansı sergiledi. Van Gaal de son 7 dakika maçı kazanmak uğruna Oliç'i Gomez'le değiştirdi ama çok geçti. Dün Gomez'in yerine Oliç oynasaydı, Bayern büyük ihtimalle bu maçı galip bitirirdi.

22 Ekim 2010 Cuma

Bjk:1-Porto:3


Beşiktaş Mustafa Denizli'nin 4-3-3 sistemiyle oynadı ama oyunu geride kabul etmedi. Gol atmak için elinden geleni yaptı. Ortaya çıkan skorun nedeni forvetler arasındaki kalite farkıydı. Hakan Arıkan işi artık kabak tadı vermeye başladı. Bir takımın Cenk Gönen gibi şu ana kadar sıfır hatayla oynamış bir kalecisi varken tercih etmemesi garip. Hadi Cenk'i genç diye oynatmıyorsun o zaman tecrübeli Rüştü'yü oynat. Beşiktaş'ın daha üstün oynadığı maçta yaptığı hata mağlubiyetin en büyük nedeniydi. Nihat'ın kaçırdığı 2 gol de kalitesine yakışmadı.10 kişi kaldıktan sonra devrenin bitmesi Beşiktaş'ın şanssızlığıydı. 2. devreye de baskılı başladılar ama az sürdü o baskı. Zaten sonra da Zapatocny'nin çok büyük hatasıyla 2'yi yediler. Aslında Zapatocny bir hata da ilk yarıda yaptı ama hakem insaflı davranıp faul verdi. Zapatocny sezon başına göre çok geride. Bunda da sanki sezon başındaki belirsiz durumunun bitip takımda yerini garantilemesi büyük rol oynuyor. Beşiktaş'ta bu kadar sakat olmasaydı bu maç böyle bitmezdi diye düşünüyorum.
Porto klasik 4-3-3 üyle başladı. İleride Rodriguez-Falcao-Hulk üçlüsü gerçekten korkutucu. Hulk'u gelecek sene takımda tutmalarını zor görüyorum. Stoper Maicon atılınca Falca0'yu çıkarıp yerine Arjantin milli takımında da görev yapan Otamendi'yi aldılar. Rodriguez'i orta sahanın soluna alıp orta sahayı da 4 lediler. Rodriguez'in sol kanatta savunmaya hiç yardım etmemesi Beşiktaş'ın o kanattan Hilbert'le çok orta şansı bulmasına yol açtı, bir dolu da korner kullandılar ordan. Sonra Rodriguez çıkıp da Varela oraya girince Beşiktaş o şansını da kaybetti. Porto beklediğinden çok eksik bir Beşiktaş bulmuştu bunu da değerlendirip 3 puanı aldılar.

21 Ekim 2010 Perşembe

Bjk-Porto Maç Öncesi


Beşiktaş gerçekten çok eksik bir kadroyla mücadele edecek bugün. Guti, Q7, Aurellio, Ferrari gibi 4 tane önemli oyuncusu sakat. Ferrari ve Aurellio'nun yerleri Zapo ve Neciple doldurulabilir ama Guti ve Q7 yeri doldurulamayacak isimler. Zaten bu iki futbolcu olmayınca Bjk geçen seneki takıma dönüyor. Bir de Schuster o kadroya hücum oynatmaya çalışınca çok açık veriyor çünkü önde topu tutacak ve işi bitirecek en önemli 2 oyuncusu yok. Bu noktada geçen sene çok eleştirilen Mustafa Denizli'nin geçen seneki futbol için mazereti ortaya çıkıyor.
Porto yönetimi, takımı 33 yaşındaki Mourinho'nun eski yardımcısı Boas'a teslim ederek ne kadar doğru iş yaptığını gösterdi. Tek beraberlikleri var bu sene (deplasmanda Guimares' le 1-1). Geri kalan tüm maçları kazandılar . Sene başında Bruno Alves ve Meireles gibi takımın omurgasını oluşturan oyuncuları kaybettiler. Belki ŞL' de oynasalar ararlardı bu adamları.
Schuster maç öncesi beraberlik iyi sonuç dedi. Ben çok iyi sonuç diyorum çünkü BJK'nin defansının İBB, FB, Manisa, Trabzon, Karabük maçlarındaki halini gördüm. Umarım Schuster takımı kontrollü oynatır. Eğer hücumu çok düşünürse bu gece Hulk diye bi Canavar Beşiktaşlıların rüyasına girer.
Edit: 11'ler belli olmuş. Nihat, Nobre, Bobo, Tabata aynı anda 11'de. Beşiktaş gerçekten çok zor durumlarda kalabilir.

Rijkaard-Hagi


Galatasaray yönetimi O'nunla anlaştığında çok kıskanmıştım. Fenerbahçe'yle de adı geçmişti ama biz Türkiye'yi tanıyan Daum'u getirdik. İlk maçlarında yere göğe sığdırılamadı. Oynadığı rakiplerin kolay olması da işini kolaylaştırmıştı. 4-2-3-1 e göre kadrosunu oturtmuştu. Sonra Kadıköy deplasmanında defansif zaaflar yaşadığı için orta sahasında 3 defansif orta saha oynatmaya başladı. İşte bu sonun başlangıcı oldu. O günden sonra Galatasaray bi daha o futbolun yanından geçemedi. Baros'un sakatlığı da bi bu kadar etkiliydi geçen sezonki kötü performansta.
Bu seneye gelecek olursak Rijkaard'ı eleştiremiyorum çünkü kadroyu kendinin kurmadığını düşünüyorum. Geçen sezon kullandığı kadrodan Keita,Nonda,Emre Güngör, Uğur Uçar, Mehmet Topal gitti. Dos Santos'un kalmasını çok istedi, yönetim kabul etmedi. Bu oyuncuların dışında Arda sakat, Kewell ve Baros bir var bir yok, Elano hiç yok. Yeni gelenlerden Pino'nun skora katkısını göremedik. Mehmet Batdal sakat. Ali Turan ve Serdar Özkan'ı yorumlamak istemiyorum. Misimoviç'in de kimliğini görmek istiyorum. Teknik direktör havuzunda da zaten çok isim yok Galatasaray'ın. Bu da aslında üstünde düşünülmesi gereken bir konu. Hagi gibi hiç bir başarısı olmayan bir adama takımı teslim ettiler. Bence Hagi emanetçilik yapar sezon sonuna kadar. Galatasaray'da olağanüstü bir kongre görebiliriz bu sezon.