1 Ekim 2015 Perşembe

Astana:2 Galatasaray:2

Şampiyonlar Ligi’ne bu sene ilk kez katılan ve en zayıf takım unvanını sonuna kadar hak ederek GS’nin grubuna düşen Astana teknik becerisinin kısıtlılığıyla seviyesini doğruladı. Hamzaoğlu Bilal’i Jose’nin yerinde oynatarak takımın Astana’ya kıyasla güçlü olan teknik kapasitesini ortaya çıkarmak istedi. Doğru bir hamleydi. Nitekim Bilal attığı golle skoru da getirdi. Yalnız bu kadronun skor 1-0’ken top çevirememesi inanılır gibi değil. İlk yarıda Astana’nın savunma organizasyonu çok kötüydü. Gs 2-3 gol bulabilirdi bu süre içerisinde. Astana, 2. yarı kendi evinde oynadığı ilk ŞL maçının heyecanını ve ürkekliğini atarak hücuma çıkmaya başladı ve pozisyonlar da ardı arkasına eldi. Bu arada Astana taraftarlarının maçı izlerken tavırları görülmeye değerdi. İzlediklerinin bir ŞL maçı olduğuna inanamıyorlardı.
Gs’ye karşı hücumda kalmak her zaman rakiplere kolaylık sağlıyor. Karşınızdaki takım kısıtlı Kazak takımı bile olsa. Hücumdaki baskı Semih’e hatayı yaptırdı. Semih’in ŞL’deki 4. sezonu olmasına rağmen yaptığı hata tamamen konsantrasyon eksikliği. Savunma oyuncularımız bile savunmaya konsantre değil. Bu arada sezon başı formuyla haklı bir şekilde övgü alan Hakan Balta’nın da iki kritik savunma hatası yaptığını söyleyelim.  Bu hatalarla ŞL’de maç kazanmak bir hayal. 
Gs’nin ŞL’de maç kazanamama serisi 10 maça yükseldi. Gs’de stoperler tartışmasız bir şekilde Denayer-Chedjou ikilisi olmalıdır. Orta sahadaki boşluk ise transfer olmadan dolmayacak gibi. 

26 Eylül 2015 Cumartesi

Tottenham:4 M.City:1

EPL'de bu hafta en dikkat çeken maçtı. Beklentileri boşa çıkarmadı diyebiliriz. Pellegrini geçtiğimiz sezon bir çok kez eleştiri aldığı çift forvetli sisteminden vazgeçmişti. Bu deplasmanın zor olmasından ötürü önlemleri biraz daha artırarak 4 orta saha merkez oyuncusuyla (Fernando, Fernandinho, Yaya Toure, De Bruyne) başlamayı tercih etti. Pochettino'nun Tottenham'ı da dengeli bir kadroyla sahadaydı. Pellegrini rakibe gösterdiği saygının karşılığında bir çok pozisyon buldu. Aguero formda olsa henüz ilk yarıdan maç kopabilirdi. Avrupa'da güçlü takımların birbiriyle oynadıkları maçlarda iki takımın da belirli süreler iyi oynadığı dönemler oluyor ve iyi oynadığı dönemde yeterli farkı yakalayan takım maçı genellikle kazanıyor. City'nin ilk yarıdaki oyununun hakkı da en az 2 farklı bir galibiyet olmalıydı diye düşünüyorum. Yaya Toure'nin forvet arkası pozisyonunda oynadığı oyun ve bunun sonucunda De Bruyne'a yaptığı asist City'yi öne geçirdi ama daha sonrasında Aguero ve Sterling'le farkı artırabilme şansı gelmesine rağmen bunu başaramadılar. Devrenin sonunda Tottenham'ın kalkmayan ofsayt bayrağıyla girdiği pozisyonun devamında eşitlik yakalandı. 2. devrenin başında duran toptan gelen gol ve sonrasında Toure'nin sakatlıktan dolayı oyundan çıkması ise City'nin fişini çekti. Navas'ın zorlamaları yeterli olmadı. Navas zorladı ama, Navas gibi 8 senedir Avrupa piyasasında bilinen İspanya milli takımında da yer bulan bir adamın geldiği nokta bu olmamalı. Sağ kanattan başka hiç bir pozisyonda oynayamıyor. Ayrıca tek opsiyonu da hızıyla adam geçip içeriye sert ve yerden topu kesmesi.  Tottenham çok iyi oynamadan 4 gol buldu. Geçtiğimiz sezon Chelsea'ye 5 attıkları maça yaklaşamadılar bence. City'nin savunma organizasyonundaki eksiklikler kolay bir galibiyet getirdi. Toure çıkmasa bu kadar kolay olmazdı.

City 2 hafta üst üste kaybederek şampiyonluk yarışına bir heyecan getirdi. 2 hafta önceki dokunulmaz havaları dağıldı. Şampiyonlar Ligi bir takımı ancak bu kadar etkileyebilir diye düşünüyorum. Zor bir grupta aldıkları galibiyet yine havalarını bozdu. Bana kalırsa Avrupa'daki en iyi 25 kişilik kadro. Bu kadar kolay 4 gol yemelerinin faturası savunmaya harcadığı o kadar paraya (Otamendi: 30 m.£, Mangala 30 m.£) rağmen 3 senedir net bir savunma dörtlüsü yakalayamayan Pellegrini'ye kesilmeli. Klopp'un gelecek sezon yöneteceği takım City olacak gibi görünüyor.

24 Eylül 2015 Perşembe

Alex Ferguson & RVP

“If we had a bad habit going into the 2012-2013 season, it was over passing in the middle of the pitch: players circulating the ball to acquire a feel of it. With Van Persie, we learned in time, you needed to look for that early pass to split the opposition defense. Until we grasped those possibilities, we could not make the most of Robin’s marvelous mobility and killer instinct.”  

Kısaca “Rvp’nin hücum bölgesinde yaptığı koşular, takımın ona zamanında pas atmasını sağlamak için orta sahada gereğinden fazla pas yapmasını engelledi.” demiş Sir otobiyografisinde. Fenerbahçe’nin rakip yarı alanın ortalarından ceza sahasına gönderdiği topları düşünürsek RVP’nin niye alındığı da belli oluyor. Atromitos’a attığı faullu gol ve Kasımpaşa maçında Ozan’ın keleciyle karşı karşıya bırakan pası akla ilk gelen örnekler. Fenerbahçe’nin çok pas yapmayacağını Rıdvan Dilmen de belirtiyor programlarda. Fenerbahçe bu sene iyi oynamaya başladığında bu pozisyonlardan çok daha fazla yakalayacaktır. Kontra planı da Markovic ve Nani üzerine kurulabilir.    

2015-2016 İlk 5 Hafta Değerlendirmesi - Fenerbahçe


2015-2016 sezonu yabancı kısıtlamasının kalkması, 30’unu doldurmamış yıldızların ülkeye gelmesi ve en çok da Fenerbahçe’nin sezona her zamankinden daha iddialı bir kadroyla girmesi nedeniyle son 10 sezona kıyasla daha büyük bir beklenti yarattı. Fenerbahçe’nin yaptığı büyük transferlerden burada bahsetmeye gerek yok. Yabancı kısıtlamasının kalkmasından sonra bir kulüp ne yapması gerekiyorsa onu yaptılar. Türk futbolcuların hegemonyasında olan büyük takımların bundan bir an önce kurutulması gerektiği tüm futbol sohbetlerinin ortak konusuydu. Geçtiğimiz sezon Gs’nin kazandığı şampiyonluk büyük oranda Türk futbolcuların takıma hâkimiyetinden kaynaklansa da bu başarıların sürdürülebilir olmadığı gerçekti. Terraneo hamlesi, bundan önce yapılan sportif direktör atamalarından çok farklıydı. Daha önce Aykut Kocaman, Kalli, Ünal Karaman gibi teknik direktör gibi davranan sportif direktörlerin başarı getirmediği anlaşıldı. Önder Özen’in Bjk’ye yaptığı katkılar da bir sportif direktörün yapması gerekenleri özetler nitelikteydi aslında. Tabii ki ülkemizde karşılığını bulmadı ve istifaya zorlandı Önder Özen.

İlk 5 hafta heyecan anlamında beklentileri karşılamadı. Gs’nin son sezonda duble yapıp sezona da süper kupayla başlamasına rağmen Aziz Yıldırım’ın bu yaz sezonunda yaptığı hamleler ve Gs yönetiminin beklenen transferleri yapamayıp üstüne de kadrodan Melo gibi bir oyuncuyu kaybetmesi, takım ve taraftar psikolojisini kötü yönde etkiledi. İlk 5 hafta değerlendirmesi yapıldığında Gs’nin oyun konusunda Fb’den geri kalmadığı aşikâr. Kendi sahasında verdiği 5 puanı kolaylıkla kendi hanesine yazabilirdi. Ama Fenerbahçe sezon öncesi taraftarında yarattığı heyecan, kendi oyuncularında yarattığı özgüvenle ilk 5 haftayı önde kapattı. Tabii ki oyuncu kalitesini görmezden gelemeyiz. Ama o oyuncuları da galibiyet gollerinin geldiği son dakikalarda oyunda diri tutmak taraftara düştü.  İlk 5 hafta itibariyle Fenerbahçe’nin Manu’dan aldığı iki büyük yıldız Nani ve RVP 5 gol atarak direkt olarak sonuca etki ettiler. Bu golleri çıkarıdğımızda Fb’nin 3 golde kalacağını görüyoruz. İlk 5 haftada 2 iç saha maçında 2 gol pasıyla (birinde ilk golü attırarak maçı koparan, diğerinde de galibiyeti getiren 2. golü attırarak) Caner’in yerine göz koyan Hasan Ali’yi de pas geçmemek gerek. Bu sezona çok iyi bir başlangıç yaptı. Fenerbahçe’nin oynadığı oyun hala beklenen seviyede değil. Fenerbahçe’nin Vitor Perreira’nın istediği oyunu oynamaya başladığında da spor yazarlarını çok tatmin edeceğini düşünmüyorum. Türkiye’de herkesin iyi futbol anlayışı Barcelona futbolu ile kısıtlı olduğundan beklememek de gerek zaten. Takım hocanın istediği oyunu oynamaya başladığında, Alex Ferguson’un Manu’su stilinde, minimum pas sayısıyla golü bulan, çok pas yapmaktansa topu 3. bölgeye direkt oynayan bir oyun izleyeceğimizi düşünüyorum. 

13 Haziran 2015 Cumartesi

TSL 2014-2015

Sezon sonu yorumlarında istikrarsız Gs'nin 2 teknik direktör ve 3 başkanla şampiyonluğu kazandığı konuşulup, istikrarda ısrar etmenin her zaman doğru olmadığı yönünde fikirler belirtiliyor. Peki şampiyonluğa kazananın tarafından değil de kaybeden takım Fb tarafından bakarsak aynı önermeleri öne sürebilir miyiz? Geçtiğimiz sezonu 10. haftasından kazanacağını rakiplerine hissettirmiş, son dakika golleriyle rakiplerinin direncini kırmış, Nisan ayından şampiyonluğu garantilemiş takımın teknik direktörünün 2. sezona başlamaması istikrarsızlığın kaybettiğini gösteriyor. Geçtiğimiz sezon Gs'nin Fatih Terim'i kovarak yaptığı hatayı bu sene de Fb yaptı. 
Her sene sonunda bunu yazıyorum, yine yazmaya da devam edeceğim; Türkiye Ligi'nde kontrol futbolu değil takımca hücum kazanır, kazanmaya da devam edecektir. Prandelli'nin yerleştirmeye çalıştığı defansif sistemin işlemeyip Hamza Hamzaoğlu'nun yediğinden daha çok atmaya odaklanan stratejisinin şampiyon olması da bunu kanıtlar niteliktedir. Bu sene Türkiye Ligi'nde kazanmanın şartlarından birisi daha belirginleşti; Takımın tecrübeli Türk futbolcularını memnun edeceksin. Başta Selçuk ve Burak olmak üzere Gs'deki oyuncuların değişiminde istedikleri teknik direktörle çalışmanın etkisi de ortadadır. Yukarıda bahsettiğim iki özellik şampiyonluğu doğrudan olumlu etkileyen faktörler olsa da Türk futbolunun Avrupa'da ilerlemesinde de faktör olduğunu artık fark etmeliyiz. Avrupa'da yediğinden daha çok atmayı hedefleyen strateji her zaman başarısız olmuştur. Ayrıca futbolcuyu memnun etmeye odaklı sistem de uzun vadede sistem takımı olmanın önüne set çekiyor.
Gs'nin şampiyonluğunda herkesin kabul ettiği gibi Muslera ve Sneijder başrol oyuncuları olmuştur. Yasin Öztekin'in ikinci yarı performansı hücum anlamında Gs'yi diğer takiplerinin önüne geçirdi. Oyuncunun bu sıçramasında Hamzaoğlu'nun oyuncuyu sol kanada çekmesi de etkili oldu. Hamzaoğlu gelene kadar, devre arasında kümede kalma yarışında olan takımlardan birine kiralanması muhtemel oyunculardan biri olan Yasin, ikinci yarı yıldız olduysa öncelikle Yasin'i tebrik etmek gerekiyor. 

2 Eylül 2014 Salı

EPL Day #3

Manchester ekiplerinin ikisinin birden puan kaybettiği haftanın sonunda Chelsea ve Swansea yoluna kayıpsız devam eden ekipler oldu.
Chelsea sahadaki futbolun skora yansımadığı maçta, Everton’ı deplasmanda 6-3’le geçti. Everton’un performansı bence bu skoru hak etmiyordu. Chelsea’nin atttığı golleri izlerseniz dediğimi anlayabilirsiniz.
Man. Utd. zor da olsa kazanır denilen maçta net pozisyon üretemeyerek golsüz berabere kaldı. Hiç umut vermediğini söylemek gerekiyor. Di Maria ilk 11 oynadığı maçta en etkili oyuncu olarak göze çarptı.
City, rahat kazanması gereken maçı, Stoke’un kompakt oyununa karşı koyamayarak, 1-0 kaybetti. Chelsea’den sonra ilk kez yenildiler sahalarında. Stoke gerçekten disiplinli takım yardımlaşmasının üst seviyede olduğu bir oyun oldu. Diouf’un golüne methiyeler düzülecektir. Düzülmesi de gerekir ama Kolarov, Fernandinho ve Hart’ın zincirleme hata yaptığını da söylemek gerek.
Liverpool geçtiğimiz sezon 5-0’la geçtiği Tottenham deplasmanını bu sefer de 3-0’la geçti. Tottenham’ın 2 de 2’sinden sonra bu maçın durumlarını ortaya çıkarmasını bekliyordum. Liverpool maçında direnç gösteremeyerek, yılsonunda 6-8 arasında bir yerde oalcaklarını hissettirdiler. Liverpool’da Sterling Suarez’siz sezonun yıldızı olmaya aday gibi. Balotelli ilk maçında pek etkili olamadı.
Arsenal ileri uç oyuncusu sıkıntısı içinde bu sefer Sanogo’yla başladı. Alexis’in golüyle rahat kaznaacakları düşünülen maçta 1-1’e yakalandıktan sonra gelen fırsatları Sanogo harcadı. Forvet sıkıntısından dolayı 2 puan bıraktılar diyebiliriz. Wellbeck transferi bence iyi bir transfer. Arsene Wenger’in de istediği oyunun içinde sürekli olan bir ileri uç oyuncusu olarak görünüyor.

19 Ağustos 2014 Salı

EPL Day #1

Dün Chelsea’nin 3-1 kazandığı maç sonrası EPL’de ilk hafta maçları tamamlandı. İlk haftaya dair notlar:
1)      Şampiyonluğun en büyük 2 favorisi olarak görülen Chelsea ve City ilk hafta maçlarını en rahat kazanan takımlar oldular
2)      Zor kazanan Arsenal ve Liverpool, futbol olarak beklentileri karşılamadılar.
3)      Arsenal Ramsey’nin taşıdığı bir takım olmaya devam ediyor. Arsenal’den Barcelona’ya gidecek sıradaki futbolcu o olabilir.
4)      Sturridge, Suarez’in yokluğunda daha güçlüyüz dedi ama, doğru olduğuna inanmka güç. Bir kere Suarez yokken kendisi güçlü değil.
5)      Manu, beklentilerin aksine kötü başladı. Transfer dönemi bitene kadar en az 2 oyuncu alacaklarını garantiledi bu skor. İstikrar abidesi Manu, 1 maç sonucuna bağlı olarak transfere odaklanıyor.
6)      City akışkan futboluna devam edeceğini gösterdi. Ama defansları hücumları kadar iyi değil hala. Mangala’nın takıma girmesini beklemek gerekecek.
7)      Tottenham çok beklenti olmadan girilen sezonda, çok zor bir deplasmandan 45 dk 1 kişi eksik oynamasına rağmen, son dakika golüyle galip geldi. Manu’dan daha iyi gözüktüler. Bu haftaki performansları ilk 4 için ufak da olsa bir umut olabilir.
8)      S’oton da Tottenham gibi şaşırttı. Schneiderlin’in transfer isteğini geri çekip çok iyi bir oyun oynadığı maçta, yeni transfer Tadic de iyi sinyaller verdi. Lallana’nın yerini doldurabilir
9)      Newcastle’da sonradan oyuna giren Ayoze ve Aarons bu sezon etkileyebilecek genç yetenekler olarak göründü.
10)   3 çok iyi asist var. Tadic, Dzeko ve Fabregas.

15 Ağustos 2014 Cuma